Her birimiz içimizde çocukluk yıllarımızdan ya da sonradan edinilmiş kara delik gibi boşluklar taşıyoruz. Farkında olmadan da bu boşlukların yerini madde ve tutarsız davranışlarla doldurmaya çalışıyoruz ki bunlar boşlukların daha da büyümesi ve kararmasını sağlıyor. Bağımlılıklar, takıntılar, fanatizme varan aşırılıklar, düşmanlıklar, öfke ve kıskançlık halleri gibi..

 

Tüm kadim bilgilerde yazılan, ruh bilimciler ve günümüzde yaygın olan kişisel gelişimcilerin önerileri benzerdir. İçsel huzur, canlı- cansız her varlığa karşı koşulsuz sevgi duyabilmek, hayatın zorluklarına karşı da aynı bir ağacın kökleri gibi yaşama tutunup, ufak bir rüzgarın bizi yıkmasına izin vermemekle başlar. Yoksa kara deliğin girdabına kapılmış bir şekilde yaşamdan kopuk, boşlukta savrulur dururuz.